Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
Biyografi
Kitaplar
Makaleler
Aktüel
Akademik
English
Arabic
Diğer Diller
Programlar
Televizyon
Radyo
Youtube
Yazışmalar
Tüm Sualler
Sual Başlıkları
Sual Gönder
TR
EN
AR
Biyografi
Kitaplar
Makaleler
- Aktüel
- Akademik
- English
- Arabic
- Diğer Diller
Programlar
- Televizyon
- Radyo
- Youtube
Yazışmalar
- Tüm Sualler
- Sual Başlıkları
- Sual Gönder
Suallerde, makalelerde, programlarda arama yapın.
Makaleler
Yazışmalar
Programlar
Sual Başlıkları
“
Emeviler
”
için arama neticeleri gösteriliyor
Sual: Bazı tarih kitaplarında Hazret-i Muaviye'nin câmilerde Hazret-i Ali ve Ehl-i beyte küfür ve lânet ettirdiği yazıyor. Bir sahabenin böyle bir teşebbüste bulunması bana ne İslâmî, ne tarihî, ne de mantıkî geliyor. Ben bu kaynakların sıhhatinden şüphe etmekle beraber, sizin bu mevzudaki kanaatlerinizi öğrenmek istiyorum.
Cevab: Hazret-i Ali ile Muaviye radıyallahü anhümânın mücadelesi sırasında, Şam hükûmetine bağlı imamlar hutbede halife olarak Hazret-i Ali’nin ismini zikretmemeye başladı. Bunun üzerine Hazret-i Ali’ye bağlı Iraklı imamlar hutbede karşı tarafı ağır suçlayan sözler söylemeye başladı. Zamanla bu, sövmeye kadar gitti. Buna karşı taraf da cevap verdi. Harbde maalesef böyle şeyler olur. Bunun Hazret-i Ali ve Muaviye ile alâkası yoktur. Küfür ve lânet işi de abartılmaktadır. Ömer bin Abdülaziz, bunu yasaklamıştır.
23 Mart 2012 Cuma
Sual: Muaviye’yi sevmiyorum diyenin hükmü nedir?
Cevab: İslâmiyet, eshab-ı kiramın hepsini, ayırmaksızın sevmeyi emretmektedir. Kur’an-ı kerimde meâlen, “Allah onlardan râzıdır; onlar da Allah’tan râzıdır” buyurularak buna işaret edilmektedir. Muaviye bin Ebi Süfyan, eshab-ı kiramın önde gelenlerindendir. Vahy kâtibidir ve Resulullah’ın kayınbiraderidir. İslâmiyete çok hizmeti olmuş büyük bir sahabidir. Zamanı, İslâm tarihinin altın çağlarındandır. Bunu sevmemek, kötü bilmek, günahtır. Fakat umumiyetle bu kişilerin bid’at sahibi olduğu görülmektedir. Muaviye bin Ebi Süfyan’ı iyi bilmek, bu zamanda Ehl-i sünnetin neredeyse alâmetlerinden olmuştur.
26 Ekim 2013 Cumartesi
Sual: Emir Timur’un Hazret-i Muaviye için zâlim dediği, sahabe saymadığı, Teftazânî'nin de böyle olduğu; hatta Yezid ve Velid'e laneti caiz gördüğü doğru mudur?
Cevab: Sahabeyi sevmek, Ehl-i sünnetin kaidesidir. Emevî halifelerinin hiçbirinin İslâmiyete zararı olmamıştır. Mü’mine lanet edilmez. Ne büyük bir âlim olan Teftazânî’den, ne de dine hürmeti meşhur olan Timur’dan beklenecek bir harekettir. Teftâzânî Şerhu’l-Makâsıd’da hülâsaten der ki: “Sahabe´ye ta’zim göstermek ve onlara ta’n etmekten kaçınmak lâzımdır. Zâhiriyle onlara ta’n etmeyi icab ettiren hususları da güzelce te’vil etmek icabeder… Hazret-i Ali´ye muhalif olanlar, hak imama bir şüpheye –Hz. Osman´ın katillerine kısas yapılmamasın– istinaden başkaldırdıkları için bâğîdirler; fâsık, kâfir veya zâlim değildirler. Çünkü bir te’vilden hareket etmişlerdir. Eğer onların bu te’villeri bâtıl ise, olsa olsa, ictihadda hata ettikleri söylenebilir. Bu ise –tekfir şöyle dursun– onların fâsık olduklarını söylemeyi dahi icab ettirmez. Bu sebeple Hazret-i Ali, Şam ordusuna la’net okuyan arkadaşlarını men etmiş ve ‘Kardeşlerimiz bize karşı ayaklandı (bu onların lanetlenmesini gerektirmez)’ buyurmuştur.” Şerhu’l-Akâid’de de der ki: “Sahabe arasında cereyan eden anlaşmazlıklar ve harblerin hamledileceği mânâ ve te’viller vardır... Hâsılı müctehid seleften ve ulemâ-ı sâlihînden Muâviye ve yardımcılarına la’net ettikleri nakledilmemiştir. Çünkü onların yaptıkları son tahlilde hak imama itaatten çıkıp isyan etmekten ibarettir. Bu ise laneti gerektirmez”. Görülüyor ki zamanımızda Muâviye düşmanlarının Teftâzânî’yi delil göstermelerinin aslı yoktur. Timur ise âlim değildir. Memluk âlimlerinden İbn Şıhne’nin nakline göre, Timur Haleb’deyken “Ali, Muaviye ve Yezid hakkında ne dersiniz?” diye âlimlere soruyor. “Hepsi müctehiddir” cevabını alınca gazablanıp “Ali hakikaten öyledir. Muaviye ise zalim, Yezid ise fasıktır. Siz Halebliler Şamlıların yolundan gidiyorsunuz. Şamlılar ise Yezid taraftarlarıdır ve Hüseyn’i katl etmişlerdir” diyor. Alimler itiraz edince “Ali haklıdır, Muaviye zalimdir deyin” deyince âlimler münakaşanın mahzurlu bir yere doğru gittiğini fark edip meseleyi kapatıyorlar.
27 Mart 2017 Pazartesi
Sual: Emevi ve Abbasi halifelerinin dindar olmadığı; aralarında homoseksüel, zani, sarhoş olanların çok olduğu doğru mudur?
Cevab: Bunların hepsi Şii tarihçilerinin uydurmalarıdır. Tarih boyu bu propagandalara, Ehli sünnet Müslümanlar da kanmışlardır. Emevi ve Abbasi halifelerinin içinde günahkâr olanlar olabilir. Nitekim kimse masum değildir. Ancak hepsi İslamiyete hizmet etmiştir. Din zararları olmamış; belki nefislerine zulmetmişlerdir. Mir’at-ı Kâinat isimli Türkçe tarih kitabında Emevî ve Abbasî halifelerinin hakiki hali anlatılmaktadır.
23 Mayıs 2017 Salı
Sual: Asr-ı Saadet’te Hicaz’da hangi paralar kullanılıyordu?
Cevab: Hazret-i Peygamber zamanında Bizans, İran ve eski Arap altın ve gümüş paraları tedavül ederdi. Altın paraya dinar; gümüş paraya dirhem adı verilmiştir. Meskukat denen bu basılı paralar yanında, basılmamış altın ve gümüş parçaları da tartarak kullanılırdı. Hazret-i Ömer ortalama ağırlıkta tek bir dirhem kabul etti ve önceleri çekirdek şeklinde çıkan dirhemlerin de, bilinen şekilde ilk yuvarlak baskısını yaptırdı. Hazret-i Osman, hicretin 28. senesinde Taberistan’ın Hertek şehrinde bu hesap üzere ilk altın ve gümüş İslâm parasını bastırdı. Üzerinde bastıranın ismi yazan ilk parayı, Emevi halifesi Abdülmelik kestirtti.
29 Mayıs 2017 Pazartesi
Sual: Emevî ve Abbasîler hakkında kitap tavsiye eder misiniz?
Cevab: Piyasadaki kitapların çoğu güvenilmezdir. Şiî tesirinde yazılmıştır. Mir’at-ı Kâinât veya Cevdet Paşa’nın Kısas-ı Enbiya kitapları nisbeten tavsiyeye şâyândır.
14 Ağustos 2017 Pazartesi
Sual: Emevî ve Abbasi halifeleri Sünni miydi?
Cevab: Abbasî halifelerinin 3 tanesi Mutezile idi; geri kalanı ve Emevî halifelerinin hepsi Sünnî idi
2 Mart 2019 Cumartesi
Sual: Emevî ve Abbasî halifeleri hangi mezhebe göre amel ederlerdi?
Cevab: Kendi içtihatlarına göre amel ederlerdi. Tayin ettikleri kadılar ise kendi içtihatları veya mezheplerine göre hüküm verirlerdi. Abbasi halifeleri, İbni Abbas’ın kavillerine uymayı tercih ederdi. İmam Ebu Yusuf’tan sonra Abbasi memleketlerinin resmi mezhebi Hanefîlik olmuştur.
21 Ağustos 2020 Cuma